8 Aralık 2010 Çarşamba

Mutluluğun arkasındaki hüzün...

Bir arkadaşım dedi geçenlerde. 'Mutlu insanlar aslında yaşadıkları hüzünleri saklamak için hep mutlu görünürler'. Ne kadar doğru bir tespit. Son yıllardaki hayatımı özetleyen bir cümle olsa gerek. İçimde kopan fırtınaların en sığ hali bu gülümsemeler. Her acı, her hüzün yeni bir gülümseme olarak kat ve kat artarak yansıyor yüzüme.
       Güçlü gözükmek.. Her zaman için yaptığım, yapmaya çalıştığım, ayakta durmamı sağlayan duygu 'güçlüyüm'. Aslında hayat böyle daha zor. Yaşadıklarını bağırmadıktan sonra, gözyaşlarıyla desteklemedikten sonra nasıl kurtulacaksın? Zaten hayatım boyunca yaptığım belki de en büyük hata -ne olursa olsun yapmaya devam edeceğim- herkesi kendimden daha önemli görmek. Etrafımdaki insanlar mutlu olsun, onlar üzülmesin, onların kalbini kırmayayım.. 23 yıldır hayat bu şekilde akıyor.Kendime geç kaldım belki de. Aslında gerçek beni keşfetme zamanı gelmiş olmalı. Neden geç olsun ki? Her zaman hayatın karşımıza yeni fırsatlar çıkardığına inanıyorum. Belki de şimdi karar vermeliyim. Bundan sonra mutluluk maskesinı atarak her şeyi özgürce yaşamalıyım. Bunu yapmak pek kolay olmayacak ama hayatta imkansız yoktu değil mi?
     Her gün yeni kararlar alıp uygulamaya çalışanlardan değilim. Ama yeni kararlar alma vakti de gelmiş olsa gerek. Yoksa mutsuzluk travmasından çoktan çıkmış olmalıydım. Zoraki gülümsemeler olmamalıydı yüzümde. Ama hiç bir şey için geç değildir. En azından bundan sonra gerçek gülüşler peşinde koşarak sıyrılacağım tüm maskelerden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder